HOŞ GELDİN METAKAOS!
Marck Zuckerberg, bünyesinde WhatsApp’tan Instagram’a birçok şirketi bulunduran Facebook’un isminin artık Meta olacağını ve şirketin çevrimiçi, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini bütünleşik biçimde kullanan kurgusal bir dijital dünya yaratımı üzerine çalışmalarının hızlandırılacağını açıklamasının ardından Dünya adeta yeni bir boyuta atladı.
Bazılarımız bu ismin seçilmesini tesadüf zannediyor olsa da gerçek aslında çok farklı.
1992 yılında yazılan Snow Crush’da ilk defa Metaverse kelimesinin geçmesi üzerinden tam 30 yıl geçti ve şu an gerçeğe dönüştü. Metaverse yani evrenin ötesi anlamına gelen bu sanal dünya yakın geleceğin dijital pazarı olma yolunda hızla ilerliyor gibi gözüküyor. Öyle ki basılı eserini yüz dolara dahi satamayan Beeple, Metaverse sayesinde dijital eserini altmış dokuz milyon dolara satmayı başardı. Üstelik eseri alıp evinizde, odanızda fiziksel olarak sergileyemiyorsunuz. Jpg formatında olan bu eseri sadece kendi meta dünyanızda sergileyebilirsiniz.
Hızla her geçen gün gelişen bu evrende herkes kendi evrenini yaratıp, kümülatif bir metaverse oluşturuyor. Halihazırda bulunan üreticilerle birlikte sen, ben, yatırımcılar, markalar müzeler ve proje geliştirip satmak isteyen herkes için kıyasıya bir rekabet ortamı oluşuyor. Sektördeki önemli insanlarla bir araya gelip yatırımınıza fon bile alabiliyorsunuz bu sanal gezegende.
Popüler kültürle distopik bir geleceği bir arada buluştururken bir taraftan da modern zaman endüljansı olarak nitelendirebiliriz aslında. Kim bilir belki de 5 sene sonra evimizde sanal gerçeklik gözlüklerimiz takılı otururken bir yandan da reseptörlerimize verilen kimyasallarla tat, koku alabilecek diğer yandan farklı ülkelerin yemeklerini tadabilir, havalarını koklayabilirsiniz. Unutmayın bugün Metaverse’ü saçma bulanlar 1995 yılında da interneti saçma buluyorlardı.
METAVERSE 2. YAŞAM ŞANSI MI?
Metaverse’ün hayatımıza girişiyle birlikte insanın anlam arayışı daha belirgin hale geldi. Öyle ki insanoğlu yaşamı boyunca can sıkıntısı veya geçim sıkıntısı arasında gidip gelmesi tarih boyunca devam etmektedir. Meta evren de tam bu noktada her iki soruna çözüm olarak sanal cenneti sunuyor bizlere. Globalleşen bu dünyada ihtiyaçlarımıza göre değil arzularımıza göre hareket etmeye başladık, her birimiz tüketmek üzere kurulu hayatlarda yaşıyoruz. Tam bu noktada sonsuz tüketime sahip olma duygusunu bize Metaverse sağlayacak gibi duruyor. Sonsuz alım gücü, sorgulanmayan bir özgürlüğün nasıl olduğunu anlamak istiyorsanız rüya evrene kaydınızı yaptırın. Ancak buradaki hayatın gerçek hayatla bağlantısını da hiçbir zaman unutmayın.
Fransızların ünlü deyimiyle sizlere Créme De La Créme bir hayat dilerim…
Junior Social Media Specialist
Selin KAR
Kaynakça
https://www.fastcompany.com/90723566/building-a-brand-in-the-metaverse
Yorum bırak: